Bir okuyucum/takipçim hatta artık arkadaşım dedi ki Gizem senin davetiyen nasıldı hala yazmadın. Ben de yazıyorum buyurun davetiyemin macerasını.
Öncelikle benim davetiyede en üzüldüğüm şey onca para,emek ve hatta kağıt harcanan tasarımın bir bakılıp önce çekmeceye sonra çöpe atılması. Ben istedim ki bizim davetiyemiz hep saklansın, herkesin evinde anı olarak kalsın. O yüzden de magnet davetiye yaptırdık biz de eşimin çizimini koyduk üstüne de, çizimin taa 2008'de bana eşimin ilk yaptığı hediye olması da bence çok manidar oldu, bir de köpeğimiz Suşi'yi ekledi tasarımına buzdolabı,kombilerin üstüne muhteşem bir süs oldu.
Açıklayıcı bilgiler içinse (tarih/yer/saat vb gibi) basit ama eğlenceli bir tasarım yapıp, aramızda özel bir cümleyi ve buruşturulup kenara atılmayı esprili bir şekilde konuklarımızla paylaşmış olduk. Nikah ve düğün için ayrı hazırladığımız bu davetiyeler de hem açıklayıcı hem şirin oldular.
Ama davetiye dediğiniz şey sonsuz, sınırsız tercih imkanı sunuyor insana. Düşünsenize tek sınır sizin yaratıcılığınız. İster kalıcı, ister sadece açıklayıcı, konseptinize uygun ya da çılgın bir tasarımla duyurabilirsiniz konuklarınıza bu en mutlu gününüzü...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder