
da daha çok salon düğünü için uygundu, daha Audrey Hepburn tarzı. Oysa bizimki kır düğünü olacaktı. Bu gelinliklerden de vazgeçtim.
Sonra tamamen tesadüfen girdiğim Vakko Wedding'de pembe bir gelinlik buldum ki denemem kaçınılmaz oldu. Monique Lhuillier tasarımı olan bu gelinlik de çok hoştu, korsesindeki işleme detayları müthişti. Eteği de tam balerin tütüsü gibiydi. Ben kurdelesini beğenmedim ve denerken takmadım. Bu gelinlik bana "evet aradığım tam olarak bu!" dedirtmese de, gönlümden geçenin aslında beyaz değil pembe gelinlik olduğunu iyice anlamama sebep oldu.


Sonra modaevi ve kumaş arayışlarımız başladı. Herkesin pembe gelinlik mi olurmuş, hayatta bulamazsın aradığın kumaşları çığlıkları arasında inat ettim, gezdik dolaştık ve muradıma erdim. Yine şans meleklerinin karşıma çıkardığı canım terzimde de bir baktık ki bu model varmış ve dikeceği çılgın bir gelin ararmış.
Birbirimizi de bulduktan sonra provalar başladı ve sonuç... Bence rüya gibi bir gelinlik... Sonuç olarak gelinlik sen nasıl hayal edersen öyle olur, pembe de olur, tüylü de olur, önü kısa arkası uzun da olur, tamamen kısa da olur, upuzun kuyruklu da olur yeter ki hayallerinizdeki gibi olsun...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder